El Camino İle İlk Buluşma

      10 Mayıs 2019 sabah saat 10:20, işyerinden işleri bitiremeden çıkmak zorundaydım. Aklım iş’te kalmıştı ama El Camino’yu bekletmemek için gitmek zorundaydım. Dünyanın en tatlı ve en değerli insanına (Namı diğer Aşkım Sylke) sadece bir öpücük ve alelacele ile veda etmiştim. Ama biliyordum ki iki hafta sonra kavuşacaktık.

      İş yerinden havalimanına gitmek üzere Seda ile yola çıkmıştık. Seda ile yaklaşık on yıldır beraber çalışıyoruz. Biraz pinpiriklidir ama özünde iyi birisidir. Aslında Seda Yaprak (Çapkan)gitmek istemiyordu. Çünkü asparagus haberlerden etkilenmişti. Yeni havalimanı yolunda yan kesiciler araçları çevirip insanları soyuyor ya da kaçırıyorlarmış, dedi bana. Bak bak bak, nasıl oluyorsa İstanbul’un göbeğinde😊 böyle şehir efsanelerine hala inanan arkadaşlarımız da varmış. Neyse, navigasyondan yolumuzun 51 dakika olduğunu görünce rahatlamıştım. Sonuçta burası İstanbul’du. Her an her şey olabilir ve trafik sıkışabilirdi. Neyse ki kötü senaryo olmadı ve saat 11:15’te havalimanına vardık. Seda ile vedalaştıktan  sonra havalimanı güvenliklerini kısa sürede geçerek Feyza ve Aytül ile buluştum. Feyza ile Bahadır  arkadaşımız, dostumuz, kardeşimiz aynı zamanda ortağımız tekne işlerinde. Aytül ise Bahadır’ın çok sevdiği arkadaşı Sefa’nın eşi. Bu arada Bahadır, Sefa ve İhsan (demirbaş kaptan) bizi Malaga’da bir marinada El Caminoyu bana ve İhsan kaptana teslim etmek üzere bekliyorlar. Feyza ve Aytül sadece hafta sonunu geçirmek için geliyorlar. Sonrasında eşleri ile beraber dönecekler. Kısa bilgiden sonra devam edelim, hızlıca check-in işlemlerimizi yaptıktan sonra Türk Havayollarının dillere destan özel yolcu salonuna giriş yaptık. Yaklaşık 40 dakika oturup bir şeyler yiyip içtikten sonra uçağa binmek üzere kalktık. Uçakta 14D koltuğunda yani acil çıkış pencere kenarında oturuyordum. Feyza ve Aytül Business sınıfında uçacaklardı. Sonuçta para var huzur var😊 Uçağımız uzun bir taksiden sonra çok temiz bir şekilde kalkışımızı gerçekleştirdik.  Uçağımız uçuş yüksekliğine ulaştıktan sonra yiyecek ve içecek servisi başladı. Yemeğimi yedikten sonra viskimi (soğuk çay) içerken dışarıyı izlemeye başladım. Aşağıda engin denizleri ve dünyamızın o güzelim topraklarını görüyordum. Acaba aşağıda gördüğüm yerler neresiydi? Bu düşüncelerle uçarken kaptanın sesi duyuldu ve Malaga’ya doğru alçalmaya başladık. Güzel bir inişten sonra pasaport kontrolünü geçip valizlerimizi almak üzere bantlara yöneldik. Bu sırada İhsan kaptanın siparişlerinide freeshop’tan almayı unutmadık. Jägermeister ve Chivas. Bu ikisi İhsan kaptan için dayanılmaz ikilidir. Havalimanında bütün işlemlerimizi tamamladıktan sonra taksiye binerek marinaya doğru yola koyulduk. Yaklaşık 25 dakikalık bir süreden sonra marinaya ulaştık. Arkadaşlarımız ve yeni katamaranımız bizi bekliyordu. Uzaktan El Camino yazısını görünce içimde bir kıpırtı oldu. El Caminoya yaklaştıkça teknenin ne kadar güzel olduğunu daha fazla fark ettim. Bahadır, İhsan ve Sefa ile merhabalaştıktan sonra El Camino’ya ilk adımımızı attık. Şöyle hızlıca tekneye baktıktan sonra arkadaşlar bize içecek ikram edip tekne ve yolculuk hakkında konuşmaya başladık. Acaba pruvamız nereye olacaktı …

Görüşmek dileğiyle …

Osman HIZLI

 

 

yazının görselleri